Çalışma hayatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde fazla mesaiye dair düzenlemeler mevcuttur. İş kanununun fazla mesai hususuna ilişkin hükümleri İş kanunu 41. Maddede düzenlenmektedir. İlgili maddeye göre fazla mesai haftalık 45 saatin üzerindeki çalışma saatleridir. Fazla mesai hususunun ücretlendirilmesi İş Kanunu Madde 41/2’ye göre; “Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.” Şeklinde hüküm altına alınmıştır.
İşçinin fazla çalışma ücretine hak kazandığından bahsedebilmek için haftalık 45 saat günlük ise 11 saat olarak belirlenen çalışma süresinin aşılması gerekmektedir. İlgili kanunda belirlendiği üzere fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında işçinin saatlik ücreti esas alınmaktadır. Bir işçinin fazla çalışma ücretinin hesaplanabilmesi için öncelikle 1 saate tekabül eden normal çalışma ücreti hesaplanmalıdır.
İş kanunda fazla çalışma ücretini düzenleyen 63. Maddede Denkleştirme esası yer almaktadır. İlgili maddeye göre ‘’Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, iş yerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir.” Hükmü yer almaktadır. Başka bir deyişle yoğun iş sürelerinin mevcut olduğu haftalardaki günlük çalışma saati fazla olmakla birlikte eğer taraflar arasında yazılı anlaşma ile gerçeklesen fazla çalışmalarda işçiye mesai ücreti ödenmemektedir.
Fazla Mesai(Çalışma) Nedir?
İşçi ile işveren arasındaki çalışma ilişkisi 4857 sayılı İş kanununda düzenlenmiştir. İşçinin çalışma süresi iş kanunu ile sınırlandırılmıştır. İş kanunu 41. Ve 63. Maddelerinde düzenlenen fazla çalışma, İş kanununu 41. Maddesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışmadır olarak düzenlenmiştir. İş kanunu 63. Maddesinde de haftalık toplam 45 saati geçen çalışmalar fazla çalışmadır şeklinde düzenlenmiştir.
Her ne kadar fazla çalışma hususuna işveren tarafından üretimin arttırılması için sık sık başvurulsa da fazla çalışma yapan işçilerin verimliliğinin azalmasına sebep olmaktadır. Ayrıca iş veren tarafından fazla çalışma ücretinin ödenmesi de sık sık suistimal edilen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum karşısında işçinin hak kaybına uğramaması için iş kanununda düzenlenen haklarını bilmesi son derece önemlidir.
İşyerinde Fazla Çalışma Nasıl Yaptırılır, Şartları Nelerdir?
İşverenin işçiye fazla çalışma yaptırabilmesi işçinin onayına bağlıdır. Fazla çalışma ancak işçinin onayı ile mümkün olup işveren tarafından işçi fazla çalışmaya zorlanamaz. Bu durum İş kanunu madde 22 gereğince; işverence çalışma şartlarında değişiklik niteliğinde kabul edilebilir ve kural olarak işçiyi bağlamaz. Aynı zamanda işçinin önceden onayı alınmadan işçiye fazla mesai yaptırılması, işçilik ücretine fazla mesai ücreti eklenerek ödenmiş olsa dahi işçiye haklı nedenle fesih hakkı doğurur. Bu husus İş kanunu madde 24/II ‘de düzenlenmiştir.
İş Kanunu’na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliğinin 9. Maddesine Göre: “Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz. Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay iş sözleşmesinin yapılması esnasında ya da bu ihtiyaç ortaya çıktığında alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapmak istemeyen işçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilir.”
Nitekim İş kanununda düzenlenen fazla çalışma hükümleri gereğince işçiden fazla çalışma yapması için İş kanunu 42. Ve 43. Maddesinde düzenlenen zorunlu neden ve olağanüstü durumlar hariç yazılı onay alınmalıdır.
Fazla Çalışma Olgusunun Varlığının İspatı
İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda tarafların ileri sürdüğü hususların ispatı delil ile mümkün olmaktadır. 4857 sayılı iş kanununda ispat yüküne ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. İspat yüküne ilişkin 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaktadır. 6100 sayılı HMK 190/1. Maddesi gereğince iddia edilen olguya ilişkin sonuçtan lehine hak çıkaran taraf iddiasını ispat etmekle yükümlü olacaktır.
Fazla çalışmanın ispat edilmesi için başvurulması gereken öncelikli delil ücret bordrolarıdır. İş Kanunu’na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’nin 10. Maddesine göre; işveren, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırdığı işçilerin bu çalışma saatlerini gösteren bir belge düzenlemek, imzalı bir nüshasını işçinin özlük dosyasında saklamak zorundadır. Hükmü yer almaktadır. İş Kanunu’nun 37. Maddesine göre işçiye yapılan ücret ödemeleri ücret bordrolarında ve işçiye verilmesi gereken ücret hesap pusulalarında net bir şekilde gösterilmelidir. İşçinin imzasızının yer aldığı ücret bordrosu geçersizliği ispat oluncaya kadar kesin delil niteliğindedir. Ancak bordroda bulunan imzanın işçiye ait olmaması veya fazla çalışmaya ilişkin bölümün boş olması durumunda işçi her türlü delile başvurarak fazla çalışma yaptığını ispatlayabilecektir. Kaldı ki; bordrolara itibar edilmemesi gerektiği işçi tarafından ancak yazılı delille ispat olunabilecektir.
Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/33602 Esas, 2020/17767 sayılı kararında;
“Dairemizce benimsenen esaslara göre, fazla çalışma ücreti tahakkuku içeren imzalı bordroların varlığı halinde, fazla çalışma ücretinin hesabında bu bordroların ait olduğu dönem dışlanmalıdır. Bunun tek istisnası yazılı bir delilin varlığıdır. Bir diğer ifade ile işçi imzalı bordroda belirtilen süreden daha fazla çalıştığı iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Aksi takdirde, tanık anlatımı ile fazla çalışma ücreti tahakkuku içeren imzalı bordronun aksinin ispatı söz konusu değildir.
İşçi, yaptığı fazla çalışmayı her türlü delille ispat edebilir. Ancak yerleşik içtihatlarında açıkça ifade edildiği üzere fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması hâlinde tanık deliline başvurulabilir. Bununla birlikte iş yerinin çalışma düzenini bilmeyen veya bilmeye bilmesi mümkün olmayan tanıkların beyanlarına itibar edilemez.” Hükmü yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih 2015/1433 Esas, 2017/1254 sayılı kararında;
“Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bir başka deyişle fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Bununla birlikte işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve işyerinin özellikleri fazla çalışma süresinin tespitinde dikkate alınabilir ise de somut olay yönünden günlük ve haftalık çalışma şekli mevcut deliller ile ispatlandığından, bu ispatın aksini gösterir delil ibraz edilmeksizin salt yapılan işin niteliği ve işyeri özellikleri gözetilerek fazla çalışma süresinin belirlenmesi mümkün değildir.” Hükmü yer almaktadır.
Belirtmiş olduğumuz yargı kararlarında fazla çalışma olgusunun tanık anlatımı dahil her türlü delille ispatlanacağı belirtilmektedir. Kaldı ki tanık delili dahi bulunmazsa yapılan iş niteliği, iş yeri hacmi, işçi sayısı, iş yerindeki çalışma düzenine bakılarak da işçinin fazla çalışma yaptığı kanaatine varılabilmektedir.
Fazla Mesai Ücreti İşçiye Ödenmezse Ne Olur?
İşçi işveren arasında yapılan iş sözleşmelerinde işverenin işçiye karşı sözleşmeden doğan borcu ücretin ödenmesidir. İşveren tarafından işçinin ücreti ödeme zamanında eksiksiz olarak ödenmelidir. 4857 sayılı İş kanununda düzenlendiği üzere işçinin hak kazandığı fazla mesai ücreti işçiye eksik ödenmesi veya hiç ödenmemesi durumunda işçi iş akdini haklı nedenle fesih etme hakkına sahiptir. Nitekim İş kanununun 24. Maddesinde de işçinin haklı nedenle derhal feshi düzenlenmektedir. İşçiye derhal fesih hakkının doğması, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin süresi bitmeden ya da bildirim süresi beklenilmeksizin sözleşme derhal feshedilebilmektedir.
İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi gereğince; “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” şeklindeki hükmü ile işçinin derhal fesih hakkını düzenlemiştir. İlgili madde gereğince işçinin fazla mesai ücretinin ödenmemesi durumunda işçi iş sözleşmesini haklı neden ile fesih etme hakkına sahip olacaktır. İşçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi sonucunda da kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti gibi kanun ve sözleşmeden doğan tüm haklarının ödenmesini talep etme hakkına sahip olacaktır.
Fazla Mesai Ücreti Davası
İşçinin hak kazandığı fazla mesai ücretinin işveren tarafından ödenmemesi halinde işçinin başvurduğu işçilik alacağı davasıdır. İşçi tarafından açılmak istenen işbu dava geriye dönük fazla mesai talebi ile diğer işçi alacaklarını ve tazminatlarını da içerebilmektedir. İşçilik alacaklarına ilişkin davalar genellikle işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesi İş mahkemelerinde görülmektedir. Fazla mesai ücreti işçilik alacağı kapsamında bir uyuşmazlık olup bu konuda ki uyuşmazlıkların giderilmesinde görevli mahkeme İş Mahkemesi olacaktır. Fazla mesai ücretine ilişkin açılan alacak davalarında ise yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin yapıldığı yer mahkemesidir. İşçilik alacaklarına ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir. Kanunda düzenlendiği üzere Basit yargılama; mahkemede dava açılarak ve davaya cevap dilekçesi yazılarak gerçekleşir. Cevap süresi dilekçenin tebliği edilmesinden itibaren 2 haftadır. Taraflar cevaba karşılık cevap veremez ya da ikinci cevap dilekçesi yazamazlar.
4857 sayılı İş kanununun 32. Maddesinde düzenlendiği üzere fazla mesai davasında zamanaşımı süresi 5 yıldır. İşverene karşı dava açan işçi bu süre içerisinde fazla mesai alacaklarını talep etme hakkına sahiptir.
İşçi tarafından işçilik alacaklarına ilişkin açılan davada fazla mesai ücretinin ispatı iş kanunu gereğince işçinin ispatındadır. İşçinin mahkemeye sunacağı maaş bordrosu, puantaj kayıtları, tanık ve diğer delillere başvurarak iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Buna karşılık olarak işveren de kanıtlandığı taktirde işçiye geriye dönük fazla mesai alacaklarını ödemekle yükümlüdür.
Fazla Mesai Ücreti Davasında Zorunlu Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3’ de düzenlendiği üzere, işçi işveren arasındaki uyuşmazlıklar 01.01.2018 tarihinden itibaren dava açılmadan önce arabuluculuk yoluyla çözülmesine karar verilmiştir. Bu düzenleme ile işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için öncelikli olarak arabulucuya başvurulması gerekmektedir. Bir uyuşmazlıkta arabulucuya başvurulmadan açılan iş davası ‘’ dava şartı yokluğuyla’’ usulden reddedilecektir.
İşçilik alacaklarından fazla çalışma ücreti, iş kanununda düzenlendiği üzere işçinin işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışmalarıdır. İşveren, haftalık 45 saati aşan her saatlik çalışma için normal saat ücretinin %50 fazlası kadar fazla mesai ücreti ödemek zorundadır. İşçi ile işveren arasında görülen uyuşmazlıkların başında fazla mesai ücreti bulunmaktadır. Fazla çalışma ücreti alacağı için de iş mahkemesinde dava açmadan önce “zorunlu arabuluculuk” kurumuna başvurulması gerekir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/10’da “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. “Hükmü yer almaktadır.
Fazla Mesai Ücreti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Fazla mesai ücreti işçilik alacaklarına tabi olması sebebiyle, işçi ile işveren arasında bu hususta yaşanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme İş Mahkemesi olacaktır. Fazla mesai ücretine ilişkin olarak açılacak davalarda ise yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin yapıldığı yer mahkemesidir.
Fazla Mesai Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2011/9266 K. 2013/18683 T. 17.6.2013 kararında,
Bordrolarda fazla çalışma ve tatil sütunu bulunduğu halde bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği; üzerinde fazla çalışma ve tatil sütunu bulunan ve ayın bazı günleri fazla çalışma yapıldığı, tatilde çalışıldığı öngörülen bordroları ihtirazı kayıt koymadan imzalayan işçi, bordroda fazla mesai ve tatil ücreti ödemesi göründüğünden, bordro düzenlenen aylar için sonradan fazla çalışma ve tatil ücreti talep edemeyeceği; keza bordrolarda davacı imzası olmasa bile, ücret banka hesabına yatırılarak ödeniyor ve hesap çekilirken ihtirazı kayıt konulmamış ise, banka yoluyla yapılan fazla mesai ve tatil ücretleri ödemelerinin de dikkate alınması gerektiği; ancak fazla mesai yapıldığına veya tatilde çalışıldığına dair kayıt var ve bu kayda göre eksik ödeme söz konusu ise, o zaman işçinin aradaki farkı isteyebileceği yönündedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E. 2013/4916 K. 2013/12059 T. 27.6.2013 kararında,
fazla mesai yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmekte olduğunu; imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille söz konusu olabileceği; buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belgeyle bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekeceği, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmakta olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 9. HD. 2007/29051 E., 2008/28165 K., 21.10.2008 T. kararında,
“…Davacı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının İmzasını taşıyan 2001 yılı aralık ayı ve sonrasına ait aylık ücret bordrolarında “fazla mesai yapmadım, aylık istihkakımı tam olarak aldım” ibaresi yazılıdır. Ancak söz konusu bordrolarda fazla mesai tahakkuku bulunmamaktadır. Taraflar arasında iş ilişkisinin devam ettiği sırada ücret bordrolarına eklenen bu tür ifadelerin geçerli olmadığı kabul edilmelidir. Davacı işçi bahsi geçen dönem içinde fazla çalıştığını kanıtlaması durumunda zamlı olarak karşılığını talep edebilmelidir. Aynı döneme ilişkin ücret bordrolarının bir kısmında ücret bordrolarında “hafta tatillerinde çalışmadım”, “hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmadım”, “aylık istihkakımı tam olarak aldım” ibareleri yazılı ise de iş ilişkisi devam ettiğinden bu ifadenin geçerli olmadığı kabul edilmelidir…”