Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu ) davası paylı malik olunan mallarda yada elbirliği ile malik olunan mallarda paydaşlar arasında bir anlaşma sağlanamadığı durumlarda  ortaklığın sonlandırılmasını sağlayan bir dava türüdür. 

Bu davalarda ortaklık iki şekilde sonlandırılabilir. Bunlar;

   *Aynen taksim yolu ile ortaklığın giderilmesi; Değeri eşit bölünebilen bir malın paydaşlara eşit şekilde bölünmesidir. Örneğin; Birbiri ile eşit değerde ve büyüklükte olan iki arsanın paylı şekilde iki farklı ortak malikinin olduğu bir ihtimalde  arsaların her bir paydaşa verilerek ortaklığın giderilmesi.

Taraflar açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasında  aralarında anlaşarak aynen taksim yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verebilirler. Eğer taraflar dava devam ederken bir uzlaşma sağlarlar ise bunu hakime bildirip hakimin bu yönde karar vermesini isteyebilirler. Böyle bir durumda hakim tarafların anlaşmasına göre karar verir. Ancak taraflar dava aşamasında da anlaşamazlar ise bu durumda Sulh Hukuk Hakimi aynen taksim ya da satış sureti ile ortaklığın giderilmesine karar verebilecektir. 

Davada taraflardan herhangi birisi ortaklığın aynen taksim yolu ile giderilmesini talep etmiş ise, Hakim öncelikle ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesinin mümkün olup olmadığını araştırmalıdır. Eğer aynen taksim suretiyle giderilemeyecek bir ortaklık ise ancak o halde satışa gidilecektir.  

Bu hususta Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin yakın tarihli bir kararı aşağıda verilmiştir. Aynen taksim talep edildiği ve miras ortaklığına konu mallarda denkleştirme suretiyle paylaşım yapılması hususu vurgulanmıştır.;

‘’…Dava, ortaklığın giderilmesi davasıdır. 

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun;

1- 642. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.”

2- 650. maddesinde, “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hâkim, yerel âdetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur’a çekilir.”, hükmüne yer verilmiştir.

 Bu hükümler uyarınca, terekedeki mallara iştirak hâlinde malik olan her mirasçı, ortak sıfatıyla terekedeki taşınır ve taşınmaz malların aynen ve şayet bu mümkün değilse satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçının açtığı ortaklığın giderilmesi davasında, hâkim imkân varsa taşınmazlardan her birini tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara paylaştırma yapılırken şayet taşınmazların değerleri arasında fark varsa bu farkın para olarak ödenmesi yoluyla miras payları arasında denkleştirme sağlanır. Bu hüküm, paylı mülkiyetin sona erdirilmesi için açılan davada paylaşma biçiminin düzenlendiği Türk Medeni Kanununun  699/2. maddesi ile aynı mahiyettedir.

 Türk Medeni Kanununun 642. maddesinin gerekçesinde, uygulamada terekede yer alan değerlerin her birinin ayrı ayrı ele alınması nedeniyle aynen paylaşılmasının mümkün olmadığı, bunun da taşınmazların el değiştirmesine ve mirasçıların mirasbırakanın terekesinden uzaklaştırılmasına sebep olduğu, bu nedenle hâkime istem hâlinde terekenin tamamının aynen parçalara bölerek karar verebilme imkânının getirildiği şeklinde açıklanmıştır. Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı, öncelikle aynen taksim isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması hâlinde gereğinde fark ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir. Bu yolla aynen taksimi gerçekleştirme olanağı olan mallar üzerinde mahkemenin ortaklığı ve uyuşmazlığı sürdürecek, sonuçta mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi, açıklanan yasal düzenlemelere de aykırı olacaktır (Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2011  tarihli ve 2011/6-55 E.,  2011/222 K. sayılı ve 2017/14-1753 E., 2020/279 sayılı kararları).

Somut olaya gelince; davalılar terekedeki taşınmazların her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle taksim talep etmiştir. Dosya içeriği, mirasçı ve taşınmaz sayısı dikkate alındığında muristen kalan dava konusu taşınmazların Türk Medeni Kanunu’nun 642.maddesi uyarınca denkleştirme suretiyle ortaklığının giderilmesinin mümkün olduğu  anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılması gerekirken ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi yanlış olmuştur. 

Kabule göre de; taşınmazlar hakkında ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış bedeli üzerinden binde %11,38 oranında harç alınması gerektiğinden ayrıca maktu harç alınmasına karar verilmesi hatalı olmuştur.

Dairemizce  ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında belirtilen eksiklikler tespit edilmiştir. Yargılamadaki hukuka aykırılıkların niteliğine göre eksikliklerin dairemizce duruşma açılarak veya dosya üzerinden tamamlanması mümkün bulunmamaktadır. Davada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın dairemiz kararında açıklanan kaldırma gerekçelerine göre yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.’’  

Bursa Avukat hizmeti veren hukuk büromuz olarak şunu belirtmek isteriz ki; Aynen taksime karar verilmesi için, malların yüzölçümü, konumu, tarım arazisi ise bunların niteliği, ilgili özel kanunlar ile bir takım sınırlamaların bulunup bulunmadığı, ortakların sayısı gibi bir çok konu incelenmeli ve bu konuda mahkemece aldırılacak bir bilirkişi raporuna göre hareket edilmelidir. Eğer aynen taksim suretiyle yapılacak bir paylaşımda malın değeri azalıyor ise satış yoluyla ortaklık sonlandırılacaktır. 

Ortakların tamamı karar vermedikçe Mahkeme bazı taşınmazları paylı bırakacak şekilde aynen taksim yapamaz.  Aynen taksim de bir diğer paylaşma yöntemi ise eğer mallar arasındaki değerler eşit değil ise bir paydaşın diğerine para vermesi şeklinde de paylaşma yapılabilir. Ancak belirtmek gerekir ki, ortaklığa tabi mallar kolayca ortaklar arasında paylaştırılacak durumda değil ise uygulamada bu konu üzerinde çok durulmamakta, satış sureti ile ortaklığın giderilmesi şeklinde kararlar verilmektedir. 

   *Satış sureti ile ortaklığın giderilmesi ; Ortaklı malın icra kanalı ile satılarak, elde edilen satış bedelinin ortaklar arasında eşit şekilde paylaştırılmasıdır. 

Ortaklığın giderilmesi istenen  mallar hakkında mahkeme satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verir ancak bu satışı mahkemeler yapmaz. Satış icra müdürlükleri veya satış memurlukları aracılığı ile yapılır. 

Bursa Avukat hizmeti veren hukuk bürosu olarak sıkça sorulan bir soruya da açıklık getirmek isteriz; Satış, eğer tüm ortaklar talep ederse ancak umuma açık değilde  sadece ortakların katılabileceği bir açık artırmada yapılabilir. Ortaklardan yalnız biri bile buna onay vermez ise satış umuma açık şekilde açık artırma usulüne göre yapılır. Daha fazla ayrıntı için ziyaret edin: Bursa Avukat

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti 

Ortaklığın giderilmesi davasında bazen mal üzerinde bulunan eklentilerin kime ait olduğu konusu önem arz edebilir. Örneğin, bir taşınmaz mal üzerinde bir bina bulunuyor olabilir. Bu bir ağaç yada bir işletmede olabilir. Eğer ortaklardan birisi bu eklentinin sahibinin sadece kendisi olduğu iddiasında ise, bunu mahkemede dile getirmelidir. Bu iddiayı diğer tüm paydaşlar kabul ederse, eklentiye isabet edecek değer ayrıca belirlenerek (oran belirlenerek) satış sonunda taşınmazın değeri tüm ortaklara payları nispetinde ödenirken eklentinin değeri sadece sahibine ödenir. Ancak diğer ortaklar eklentinin mülkiyeti konusunda itirazda bulunurlarsa, hakim iddia sahibine Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açması için süre verir. Bu dava mülkiyet iddiasını kabul etmeyen diğer ortaklara karşı açılır. 

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nasıl Açılır?

Ortaklığın giderilmesi davası taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Ortaklığın giderilmesi davası diğer tüm paydaşlara karşı açılır. Bursa Avukat hizmeti veren ofisimiz olarak izale i şuyu davalarında dava açmadan önce Arabuluculuğa başvurmak zorunluluğu olduğunu belirtmek isteriz. Arabuluculuk süreci tamamlanmadan açılan davalar usulden reddedilir. 

Ortaklığın Giderilmesi Davası Ne Kadar Sürer?

Ortaklığın giderilmesi davasının ne kadar süreceği konusu, davaya konu malların nitelik ve niceliğine göre ve en çok da davadaki taraf sayısına göre değişiklik göstermektedir.

Tavsiye Yazı: İsim ve Soyisim Değişikliği Davası

Ortaklığın Giderilmesi Davası Vekalet Ücreti

Ortaklığın giderilmesi davalarında vekalet ücreti davanın niteliğine göre değişmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi almak için avukat ile görüşülmelidir. 

Ortaklığın Giderilmesi Davası Dilekçe Örneği

 T.C.                 

       YENİŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DAVACI :  XX XXXXXX (T.C. xxxxxxxxxxxx)

              ………. Mah. ……. Cad. N:16/1/6  …….. / BURSA              

VEKİLLERİ :  XXXXXX

  Adres Antettedir.

DAVALI :   XX XXXXXX  (T.C. xxxxxxxxxxxxx)

                         ……………..Mh.  No:..   …………/ BURSA

DAVA           : Ortaklığın giderilmesi talebimiz Hk.

AÇIKLAMALAR       :

1-) Müvekkil ile davalı  Bursa İli, …….. İlçesi …….Mah.   ….. Ada, …. Parsel sayılı taşınmazda paydaştırlar. İşbu taşınmaz üzerinde taraflar taşınmazın maliki olmadan önce yaptırılmış, buzhane, hayvan çiftliği ve depo bulunmaktadır. Davalı taraf taşınmazı ve üzerindeki eklentileri 10 yılı aşkın süredir tek başına kullanmakta, taşınmazda hayvancılık yapmaktadır. Davalı taraf müvekkilin taşınmaz üzerindeki haklarına saygı göstermemekte, müvekkile taşınmazı kullanması sebebi ile kira ödememektedir. Tüm bu sebeplerle müvekkil taşınmaz üzerindeki mülkiyet haklarını kullanamamaktadır. 

Yukarıda anlatılan sebeplerle tarafların maliki olduğu taşınmazdaki ortaklık bir türlü giderilememiş, paydaşlar aralarında anlaşamamışlardır. Dava konusu taşınmaz şudur; 

  *Bursa İli …………. İlçesi ……… Mah.  …….Ada,  …..Parsel sayılı betonarme buzhane, ahır, samanlık, depo ve arsası vasıflı arsa

2-) Dava konusu taşınmazın paydaşları arasında anlaşarak taksim edilmesi veya satılması mümkün olmadığından ve arabuluculuk aşamasında da anlaşma sağlanamadığından satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesini talep etmek amacıyla işbu bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur. 

HUKUKİ NEDENLER             :  TMK, TBK, İlgili yasal mevzuat

HUKUKİ DELİLLER     : Bursa Arabuluculuk Bürosu’nun 2024/XXXXX sayılı arabuluculuk son tutanağı, Tapu kayıtlarının  Tapu Müdürlüğünden Celp edilmesi,  Bilirkişi İncelemesi, Tanık, Yemin, Keşif ve sunulması mümkün  her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM           :  Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Taşınmaz maldaki ortaklığın  öncelikle aynen taksim suretiyle, bu mümkün olmadığı takdirde ise satış suretiyle giderilmesine, 

2-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı  tarafla yükletilmesine karar verilmesini, müvekkillerimiz adına vekaleten talep ederiz. (TARİH)        

                                     Davacılar Vekilleri

Uzman Avukatların Tavsiyesine mi İhtiyacınız Var?

Bugün Randevu Alın!
+90 (553) 158 72 12
İletişime Geç