Evlat edinme birçok insanın hayatında önemli bir adım olmuştur. Bu süreçte Evlat Edinme Davası hukuki açıdan dikkate alınması gereken birçok unsuru barındırır. Evlat edinme davası ile ilgili, Evlat edinme davası nedir ve nasıl açılır, Evlat edinme dava dilekçesi nasıl hazırlanır, evlat edinme davasında husumet ne şekilde süregelir ve Evlat edinme davasında davalı kimdir gibi soruların cevaplarını bilmek önem arz etmektedir.
Evlat Edinme Davası Nedir?
Evlat edinme davası, çocuk ile evlat edinmek isteyen kişi arasında hukuki bir bağ kurulması amacıyla açılan bir dava türüdür. Evlat edinme ile birlikte, evlat edinilen çocuk; yeni aile bağlarına, hukukî haklara ve sorumluluklara sahip olmaktadır. Evlat edinme davasına ilişkin süreç 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 305.- 320. Maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Evlat edinme davasında ilgili kanun maddeleri uyarınca gerekli incelemeler belli bir sürece tabi tutularak yapılmaktadır. Evlat edinme davasının başlangıcı hukuka uygun bir dilekçe ile başlamaktadır. Evlat edinme davasında gerekli belgelerin eksiksiz teslim edilmesi de son derece önemli olup bu konuda avukat desteği almak sürecin başlangıcını ve ilerleyişine katkı sağlayacaktır.
Evlat Edinme Davasını Kim Açar? Evlat Edinme Davası Kime Karşı Açılır?
Evlat edinme davası evlat edinmek isteyen çift ya da kişiler tarafından açılmaktadır. Türk medeni Kanunda hüküm altına alındığı üzere evli çiftlerin evlat edinmek istemesi durumunda davayı birlikte açmaları şartı bulunmaktadır. Bekar kişinin evlat edinmek istemesi durumunda 30 yaşını doldurmuş olması durumunda davayı tek başına açabilecektir. Eşlerden biri diğer eşin çocuğunu evlat edinmek istemesi durumunda ise evlat edinmek isteyen eşin dava açması gerekmektedir.
Evlat edinme davası kime karşı açılır hususunda ise genellikle evlat edinilecek çocuk ile onun biyolojik velilerine karşı açılmaktadır. Çocuğun biyolojik ailesi veyahut vasisi bulunması halinde bu kişiler davalı konumunda olacaktır. Çocuğun koruma altında olması durumunda Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığı davalı konumunda olacaktır. İlgili kişilerin yasal durumları göz önüne alınarak, dava sürecinin hızlı ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için avukat desteği alınması önerilmektedir.
Evlat Edinme Davası Nerede Açılır?
Evlat edinme davası, belirli bir mahkeme nezdinde açılması gereken bir süreçtir. Bu nedenle, evlat edinme davası nerede açılır sorusu büyük önem taşır. Genel olarak, Türkiye’de evlat edinme davaları yerel mahkemelerde, özellikle Aile Mahkemesi’nde görülmektedir. Yasalar, evlat edinme davasında görevli mahkemenin belirlenmesinde birkaç faktörü dikkate alır.
Öncelikli olarak, evlat edinme davasında husumet tarafların ikametgahına bağlı olarak belirlenir. Yani, evlat edinme başvurusunu yapan kişi ya da aile, ikamet ettikleri yerin mahkemesinde başvuruda bulunmalıdır. Bunun yanı sıra, çocuk için de belirli bir ikamet yeri şartı göz önünde bulundurulmaktadır.
Evlat Edinme Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?
Evlat edinme davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile mahkemesi sıfatıyla görevlidir. Evlat edinme davasında yetkili mahkeme evlat edinmek isteyen kişinin ikametgahının bulunduğu yer Aile Mahkemesidir. Evlat edinilecek çocuğun devlet koruması altında olması durumunda çocuğun bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi yetkili olacaktır.
Tavsiye Yazı: Nafaka Nedir?
Evlat Edinme Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
Evlat edinme davasının sonuçlanması birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Öncelikle, mahkemenin yoğunluğu ve dosya sayısı bu süreyi etkileyen önemli unsurlardandır. Genel olarak, evlat edinme davası için bir karar çıkması ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sürmektedir. Ancak bu süre, bazı durumlarda daha kısa ya da daha uzun olabilmektedir. Bunun yanı sıra, başvurulan belgelerin eksiksiz olması, gerekli araştırmaların hızlı tamamlanması ve özellikle dava dilekçesinin doğru ve tam bir şekilde sunulmuş olması sürecin hızını artırmaktadır. Evlat edinme davasında husumet gibi yasal engellerin bulunmaması da sürecin daha akıcı ilerlemesine yardımcı olur. Sonuç olarak, genel bir süre vermek mümkün olsa da her durum özeldir ve sürecin tamamı için en iyi yol, deneyimli bir avukat yardımı almaktır.
Evlat Edinmenin Hukuki Sonuçları Nelerdir?
Evlat edinme hem evlat edinen hem de evlat edinilen kişi için hukuki ve sosyal birçok sonucu beraberinde getirmektedir. Evlat edinme sürecinin tamamlanması ile evlat edinilen çocuk, evlat edinenin öz çocuğu gibi kabul görmektedir. Nüfus kayıtlarında evlat edinenin çocuğu olarak gözükecektir. Evlat edinilen çocuk, evlat edinenin soyadını alacaktır. Evlat edinilenin 18 yaşından büyük olması durumunda ise kendi soyadını kullanma hakkı bulunmaktadır. evlat edinilen çocuğun sürecin tamamlanması ile biyolojik ailesi ile olan mirasçılık ilişkisi sona ererek evlat edinenin yasal mirasçısı olacaktır. Evlat edinen ile çocuk arasında hukuki olarak evlenme yasağı doğacaktır. Evlat edinilenin reşit olmaması halinde evlat edinen kişiye velayet hakkı verilecek olup, evlat edinenin vefat etmesi durumunda mahkeme tarafından çocuğa vasi atanacaktır. Evlat edinmenin hukuki sonuçları, çocuğun geleceğini doğrudan etkileyen önemli değişiklikler içermektedir.
EVLAT EDİNME DAVASI YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/4363 E., 2021/2148 K.
DAVA TÜRÜ: Evlat Edinmede Anne Rızasının Tespiti, Aksi Halde Rıza Aranmaması
MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bakırköy 7. Aile Hukuk Mahkemesinin 15.03.2017 tarihli ve 2016/925 Esas, 2017/181 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, acil koruma kararı gereği kuruma yerleştirilen …’in evlat edinilmesinde anne rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçük kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK’nin 312/1 hükmünde yer alan süre geçirilmiş bulunmakla rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu, küçüğün evlat edinme işleminin başladığı da iddia edilmediğine göre ana baba rızasının aranmaması koşulunun henüz gerçekleşmediği, davalının davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı ve davacı kurumun küçüğü evlatlık olarak vermesi halinde rıza aranmasına yönelik herhangi bir beyanda bulunmadığı, küçüğün evlat edindirilmesine muvafakatinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf isteminin esastan ret kararı temyiz edilmiştir.
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile annesinin evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir.
Üzerinde durulması gereken husus; TMK’nin 312.maddesinde çocuğun evlat edindirilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen “…kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce,” ibaresinden ne anlaşılması yani bu yerleştirme ile kast edilen 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı kapsamında çocuğun resmî veya özel bakım yurduna yerleştirilmesi mi yoksa Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük (R.G. 15.03.2009 tarihli ve 27170 sayılı) hükümleri çerçevesinde evlât edinilecek küçüğün, bakım ve eğitimi için evlât edinme başvurusu uygun görülen kişi veya eşlerin yanına yerleştirilmesi mi anlaşılmalıdır.
Öncelikle Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzüğün “Tanımlar” başlıklı 2.maddesindeki “Geçici bakım sözleşmesi” ile “Küçüğün yerleştirilmesi” başlıklı 11. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yerleştirilmeden kast edilenin evlât edinilecek küçüğün, en az bir yıl süreyle bakım ve eğitimi için uygun görülen kişi veya eşlerin yanına yerleştirilmesi olduğu, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı kapsamında çocuğun resmî veya özel bakım yurduna yerleştirilmesine dair tüzükte herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanacak TMK’nin 312.maddesinde; küçüğün, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, düzenlemesi ile rıza aranmaması davasının gelecekte evlat edinilmek için kuruma yerleştirilen çocuk yönünden ana ve babadan birisinin rızasının eksik olması halinde bu rızanın aranmaması için dava açma imkanı tanındığı, maddenin devamında kural olarak açılacak davanın küçüğün yerleştirilmesinden önce açılması gereğine işaret edilirken bunun kuruma yerleştirme olarak olarak anlaşılması maddenin amacına ters düşeceği, madde metninde iki farklı yerleştirme kelimesinin kullanıldığı, bu durumunda karışıklığa sebebiyet verdiği, ancak madde metni bir bütün olarak ve tüzük hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde “…kural olarak açılacak davanın küçüğün yerleştirilmesinden önce…” ibaresi ile kastedilenin evlât edinilecek küçüğün, en az bir yıl süreyle bakım ve eğitimi için uygun görülen kişi veya eşlerin yanına yerleştirilmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim bu husus; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.12.2020 tarihli ve 2017/1926 Esas, 2020/1057 Karar sayılı ilamında tartışılmıştır. Buna göre; “…madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK’nin 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir. Zira bu kararın evlat edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlat edinilecek küçük evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlat edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır (Er, s. 73).”
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 22.10.2016 tarihinde doğan ve 24.10.2016 tarihinde evlilik dışı doğum olarak annesi … hanesine tescil edilen… hakkında, kuruma yerleştirildikten sonra 09.11.2016 tarihinde acil koruma kararı verildiği, bu karardan bir ay sonra küçüğün evlat edindirilmesinde annesinin rızasının aranmaması konulu eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, rıza aranmaması davasının kuruma yerleştirilmeden önce veya evlat edinme davası ile birlikte istenmesi gerektiği, kuruma yerleştirilmiş küçük için rıza aranmaması davası açmanın mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere TMK’nin 312. maddesin de yerleştirmeden kast edilenin, geçici bakım sözleşmesi ile küçüğün, kişi veya eşlerin yanına yerleştirilmesi olduğu, bu kapsamda evlat edinme davalarının kamu düzeninden olduğu ve re ‘sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu da gözetilerek bir yerleştirmenin mevcut olup olmadığı, kurum kayıtları celp edilerek irdelenmesi, yerleştirme mevcut değil ise, taraflara delillerini bildirmesi için süre verilip bildirmeleri halinde delillerin toplanması ve TMK’nin 311. madde kapsamında işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (38.) Hukuk Dairesinin 26.03.2019 tarihli ve 2018/472 Esas, 2019/405 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (38.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise İlk Derece Mahkemesi Bakırköy (7.) Aile Mahkemesine gönderilmesine, 10.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi
Sıkça Sorulan Sorular
Evlat edinme davası nedir?
Evlat edinme davası, bir çocuğun yasal olarak başka bir kişi veya aile tarafından sahiplenmesi sürecidir. Bu süreç, çocuğun biyolojik ebeveynlerinden yasal haklarının devredilmesi ve yeni ebeveynlerinin çocuk üzerinde yasal bir sorumluluk almasını içerir. Evlat edinme davası hem çocuğun hem de yeni ebeveynlerin hukuki haklarını korumak amacıyla yürütülmektedir.
Evlat edinme davası için hangi belgeler gereklidir?
Evlat edinme davası açmak için, birçok belge hazırlanmalıdır. Bu belgeler arasında evlat edinme başvuru dilekçesi, kimlik fotokopileri, ikametgâh belgeleri, sağlık raporları, sabıka kaydı ve maddi durum beyanı yer almaktadır. Ayrıca, evlat edinilecek çocuğun kimliğine dair belgelerin de temin edilmesi önemlidir. Her şeyin eksiksiz hazırlanması, davanın sürecini hızlandırabilir.
Evlat edinme süreci ne kadar sürer?
Evlat edinme sürecinin süresi birçok faktöre bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Genel olarak, başvurunun değerlendirildiği ve gerekli incelemelerin yapıldığı bu süreç birkaç aydan bir yıla kadar sürebilmektedir. Sürecin uzamasına neden olabilecek unsurlar arasında belgelerin eksikliği, detaylı inceleme gereksinimleri veya yoğun başvuru dönemleri bulunmaktadır. Bu nedenle, beklenmedik durumlarla karşılaşmamak adına tüm belgelerin zamanında ve eksiksiz hazırlanması önem taşımaktadır.
Evlat edinme sonrası çocuk üzerinde nasıl bir yasal statüsü oluşur?
Evlat edinme süreci tamamlandıktan sonra, evlat edinilen çocuk yeni ebeveynlerinin yasal çocuğu olarak kabul edilir. Bu durumda, evlat edinilen çocuk, yeni aile içinde tüm haklara ve yükümlülüklere sahip olur. Ebeveynler, çocuklarına karşı tıpkı biyolojik ebeveynler gibi maddi ve manevi yükümlülük taşıyacaklardır. Aynı zamanda, evlat edinilen çocuk, yeni ailesinin soyadını alabilir ve aile içinde resmi olarak kabul edilen bir birey haline gelir.